Grip, kanser, migren, iktidarsızlık, yürek krizi, şeker hastalığı...
Hastalıkların çoğu dış etkilerden yok içimizden geliyor. Zihinsel anlamda yaşadığımız sorunlar, yalnızca ruhumuza yok bedenimize de zarar veriyor. ‘OL’ der ve OLUR’ isimli kitabın yazarı Spiritüel Danışman Tuğçe Işınsu, jurnal hayatta karşılaştığımız afiyet sorunları yolu ile bedeninizin bize vermek istediği mesajlar olduğunu söylüyor.
Tuğçe Işınsu, “Hastalık, enerjinin bozulmasıdır. Yaşamın, ruhun, enerjin bundan böyle sana bir “mesaj” vermek zorunda kalır bütün o yaşananlardan sonradan ve bunu bir hastalık yolu ile yapar. Daha önce negatif bir şey olur, bunun sonucu kişide bir hastalık olarak yalnızca yansır. Şifa içinse kaynağa geri dönülmeli, aslı sebep bulunmalı. Cevap her zaman geçmişle ilgili” diyor.
Işınsu’ya göre, kendinizi onaylamamış, sevmemiş, korkular içinde yaşamış, açıklama edememiş, yansıtamamış biriyseniz rahatsızlık olarak bu tıkanmış enerji size geri döner. Geçmişi bırakabilmelisiniz, bırakamıyorsanız bu size olumsuz yansır ama toplumdaki birçok kişinin asıl sorunu da budur.
İşte hastalıkların ruhsal sebepleri...
Grip: Karamsar düşünme ve inançlarda sorun yaşama. Dehşet. Olumsuza güvenmek.
Kanser: Derin acılar ve çöküşler. Uzun zaman sır taşımak. Nefreti içinde yetişmek.
Migren – baş ağrıları: Kalma, durma, ileri gidememe… Kusursuz olma isteği, pozitif kontrol, kendi üzerinde fazla baskı yaratma. Bastırılmış öfke. Hayatın akışına güvenmeme.
İktidarsızlık: Cinsel zorlama, beğenilmeme korkusu, stres, suçluluk duyma. Topluma güvenmeme. Önceki partnere duyulan bastırılmış hiddet. Anne-baba korkusu.
AIDS ve zührevi hastalıklar: Kendini beceriksiz bulmak. Kendini devasız kestirme. Güvenmemek. Kendinden vazgeçme, kendini onaylamama. Cinsel suçluluk duygusundan kopamama. Cezalandırılma ihtiyacı duyma. Cinsel yaşamın kirli veya günah olduğuna inanma. Birisine karşı cinsel suç işlemiş olma. Suçluluk.
Alzheimer: Hayatı terk etme kararı. Hayatı olduğu gibi kabul edememek, sona geldiğini göz önünde bulundurmak. Çocukluğun dünyasına geri dönme eğilimi. Aşırı ilgi talep etmek. İntikam ricası ve aktüel olanı reddetme.
Bağımlıklar – tiryakilikler : Kendinden ve yaşamdan kaçmak. Nefret. Kendini sevmemek.
Bağırsak sorunları : Geçmişi bırakamama… Eski ve ihtiyaç duyulmayan şeyi atmaktan korkmak.
Grip, kanser, migren, iktidarsızlık, kalp krizi, şeker hastalığı...
Hastalıkların çoğu dış etkilerden yok içimizden geliyor. Zihinsel anlamda yaşadığımız sorunlar, sadece ruhumuza değil bedenimize de zarar veriyor. ‘OL’ der ve OLUR’ isimli kitabın yazarı Spiritüel Danışman Tuğçe Işınsu, günlük hayatta karşılaştığımız afiyet sorunları yolu ile bedeninizin bize vermek istediği mesajlar olduğunu söylüyor.
Tuğçe Işınsu, “Hastalık, enerjinin bozulmasıdır. Yaşamın, ruhun, enerjin bundan böyle sana bir “mesaj” tahsis etmek zorunda kalır bütün o yaşananlardan sonradan ve bunu bir rahatsızlık yolu ile yapar. Daha önce negatif bir şey olur, bunun sonucu kişide bir rahatsızlık olarak yalnızca yansır. Şifa içinse kaynağa geri dönülmeli, aslı sebep bulunmalı. Yanıt daima geçmişle ilgili” diyor.
Işınsu’ya tarafından, kendinizi onaylamamış, sevmemiş, korkular içinde yaşayan, açıklama edememiş, yansıtamamış biriyseniz hastalık olarak bu tıkanmış enerji size geri döner. Geçmişi bırakabilmelisiniz, bırakamıyorsanız bu size olumsuz yansır ancak toplumdaki çoğu kişinin esas sorunu da budur.
İşte hastalıkların ruhsal sebepleri...
Grip: Üzüntülü düşünme ve inançlarda sorun yaşama. Nefret. Olumsuza güvenmek.
Kanser: Derin acılar ve çöküşler. Uzun zaman giz taşımak. Nefreti içinde yetişmek.
Migren – baş ağrıları: Kalma, durma, ileri gidememe… Hatasız olma isteği, fazla denetim, kendi üstünde aşırı zorlama yaratma. Bastırılmış hiddet. Hayatın akışına güvenmeme.
İktidarsızlık: Cinsel zorlama, beğenilmeme korkusu, gerginlik, suçluluk duyma. Topluma güvenmeme. Önceki partnere duyulan bastırılmış öfke. Anne-baba korkusu.
AIDS ve zührevi hastalıklar: Kendini beceriksiz bulmak. Kendini çaresiz algılama. Güvenmemek. Kendinden vazgeçme, kendini onaylamama. Cinsel suçluluk duygusundan kopamama. Cezalandırılma ihtiyacı duyma. Cinsel yaşamın pis veya günah olduğuna inanma. Birisine karşı cinsel kabahat işlemiş olma. Suçluluk.
Alzheimer: Hayatı terk etme kararı. Hayatı olduğu gibi kabul edememek, sona geldiğini göz önünde bulundurmak. Çocukluğun dünyasına geri dönme eğilimi. Aşırı alaka talep etmek. İntikam isteği ve aktüel olanı inkar.
Bağımlıklar – tiryakilikler : Kendinden ve yaşamdan kaçmak. Korku. Kendini hoşlanmamak.
Bağırsak sorunları : Geçmişi bırakamama… Eski ve gereksinim duyulmayan şeyi atmaktan korkmak.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder