Psikoterapist Cem Keçe, kadının aklında gezinen cinsel mitlerin kaynağının anne olduğunu söyledi. Erkeklerin kadınlara göre cinselliği öğrenme yaşının daha erken olduğunu ve erkeğin cinsellikle ilgili yanlış bilgilendirmeyi kendi kendine ya da arkadaşları vasıtasıyla edindiğini gösteren Keçe, kadınların cinsellikle ilgili yanlışlarının annelerinden miras olduğunu ifade etti.Keçe şunları kaydetti: “Eğer anne de genç bir kızken annesinden cinsel mitleri kazanmışsa, bunu tıpkı kızına geçirir.
Yeni kuşak bir önceki kuşağa tarafından bilgiye farklı kaynaklardan varmak imkanını bulabilir oysa, rol model olan anne eğer kızına ‘Cinsellik ayıptır’ demişse, bu genç kızın aklını karıştırabilir. Doğrusu böylece olmadığını bilse deha kızın bilinçdışı cinselliği ‘ayıp’ olarak kodlar. İleride bir erişkin olarak bu kadının cinsel işlev bozukluklarıyla aleyhinde karşıya kalması hiç sürpriz olmaz. Zaten vajinismus, cinsel isteksizlik ya da cinsel tiksinti bozukluğu gibi cinsel işlev bozuklukların temelinde çoğunlukla annenin kızına sunduğu ‘ayıp ve yasak’lı cinsellik örüntüsünün yattığını görmekteyiz.”
Peki kadınlar en fazla hangi hurafelere inanıyorlar ve gerçekler nasıl? İşte CİSED anketinde sorulan cinsel mitlerin bazıları ve Psikoterapist Cem Keçe göre aktarılan hatalı tanıdık gerçekler:
YANLIŞ 1: Mastürbasyon ile kızlık zarı bozulabilir.
Mastürbasyon, aşırıya kaçılmadığı ve adi bir cinsel ilişkiye tercih edilmediği sürece asla zararlı değildir. Tamamen bireysel bir seçimdir. Genç kızlar, kızlık zarları etkilenmesin diye genel olarak mastürbasyon esnasında dış genital organlarını ve bilhassa de klitorislerini uyarırlar. Vajinaya parmak veya diğer bir gövde sokulmadan yapılan mastürbasyon kızlık zarına herhangi bir etkide bulunmaz.
YANLIŞ 2: Cinsel organlar pistir ve dokunulmamalıdır.
Cinsel organlar, partnerle sevgi, sadakat ve zevkli bir ilişki içerisinde özgürce paylaşılabilen bedenin özel bir bölümüdür. Bütün bunlara ilave olarak, tıpatıp ağzın yemek yeme davranışına yönelmesi için damak zevki duyuları ile donatıldığı gibi, cinsel organlar da dokunuşlardan haz alan merkezler olarak sinir ağları ile donatılmışlardır. Şehvet ve sevgi batmış bir dokunuş bu bölgelerin uyarılmasına neden olacaktır. Vajinanın adet kanamaları, pH dengeleyici salgı bezleri ve yağlanma aracılığıyla fazla kompleks bir temizlenme sistemi vardır. Geri kalan üreme sistemi ise kişiyi hayrete düşürecek değin iyi çalışan ve haz almaya odaklı bir mekanizmaya sahiptir. Bu kadar değersizleştirmek ve pis olarak adlandırmak dürüst bir teşebbüs olamaz.
YANLIŞ 3: Kadın için cinsellik bir görevdir.
Evliliğe dek bakire kalmayı tercih eden kadınlarda, cinsel ilişki yaşamamak için direndikleri bir süreçten, pat diye yatakta bir performans sergilemeleri gereken bir sürece geçiş dramatik olabilmektedir. Maalesef bazı aileler ya da topluluklar cinselliğin fena ve pis olduğuna dair mesajlar vermektedirler. Bunlar kolaylıkla üstesinden gelinemeyecek çekirdek düşüncelerdir ve evlilik yaşantısına da yansır. Toplumsal öğretilerde, evlilikte bedenlerin güzel ve zevk doymuş bir yaşantı içerisinde olacağı vurgulanır. Ne yazık ama bu herif öğretilerde zevkin sadece erkeğe has olduğu gibi asılsız bilgiler de yer alır. Oysa bayan da erkek de keza ruhsal keza de bedensel olarak haz almaya uygun olarak tasarlanmıştır. Hem bayan hem de erkek vücudunda dokunulduğu zaman uyarılan cinsel organlar ve bölgeler vardır. Kadının da erkeğin de hormonsal bir cinsellik döngüsü vardır.
Bu döngüde cinselliğe karşın fiziksel, duygusal ve zihinsel dürtüler oluşur. Bu dürtüler düşünceleri etkiler ve bedensel yansımaları, iyi, bayağı ve eşler aralarında sevgi batmış bir yakınlaşma sağlayıcı bir fonksiyona sahiptir. Eğer istenilirse, cinsellik keza bayan ayrıca de erkek için eğlenceli bir hal alabilir. Kadınlar için cinsellik bir ‘tahsis’ değil, bir ‘hediye’dır, ‘hak’tır. Burada bir cinsiyet ayrımından laf edilemeyeceği gibi her iki cinsin de birbiriyle yapacağı paylaşımlar ortak olarak şımartma alıp vermeyi sağlamaktadır.
YANLIŞ 4: Cinsel birleşme hatalı bir şeydir.
Bir Takım aileler, çocuklarını cinsel yolla bulaşan hastalıklara, beğenilmeyen gebeliklere ve hissi acılara aleyhinde korumaya çalışırlar ve bir dehşet iklimi yaratırlar. ‘Seks yapma’ derken ‘İleride kocanla özgürce seks yapabilirsin’ demeyen aileler, maalesef cinsellikle ilgili iyi hiçbir şey söylemedikleri için, çocuklarına bozulmuş bir bakış açısı bırakırlar.
Dengeli bir cinsel bilgilendirme içerisinde cinsellikle ilgili sınırların çok net bir şekilde ortaya konması manâlı olsa da, izdivaç ilişkisi içerisindeki cinsellik yaşantısının bayan ve erkeğin birbirlerine bağlanmalarındaki önemi ve diğer olumlu tarafları ile ilgili de bilgilere mutlaka değinilmesi gereklidir. böylece ‘cinsel birleşme’ hatalı bir şey değildir; rahatlamış ve açılmış bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza ve hissetmeye odaklanarak, herhangi bir performans hedefi koymadan, zamandan kopma, müsamaha alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni bir armağan gibi paylaşabilme, kimseyi memnuniyet etme zorlantısı olmadan, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır…
Psikoterapist Cem Keçe, kadının aklında gezinen cinsel mitlerin kaynağının anne olduğunu söyledi. Erkeklerin kadınlara göre cinselliği öğrenme yaşının daha erken olduğunu ve erkeğin cinsellikle ilgili yanlış bilgilendirmeyi kendi kendine veya arkadaşları vasıtasıyla edindiğini belirten Keçe, kadınların cinsellikle ilgili yanlışlarının annelerinden servet olduğunu açıklama etti.Keçe şunları kaydetti: “Eğer anne de genç bir kızken annesinden cinsel mitleri kazanmışsa, bunu aynen kızına geçirir.
Yeni kuşak bir önceki kuşağa göre bilgiye farklı kaynaklardan ulaşma imkanını bulabilir oysa, rol model olan anne eğer kızına ‘Cinsellik ayıptır’ demişse, bu genç kızın aklını karıştırabilir. Aslında pek olmadığını bilse deha kızın bilinçdışı cinselliği ‘ayıp’ olarak kodlar. İleride bir yetişkin olarak bu kadının cinsel işlev bozukluklarıyla karşı karşıya kalması hiç sürpriz olmaz. Zaten vajinismus, cinsel gönülsüzlük veya cinsel tiksinti bozukluğu gibi cinsel işlev bozuklukların temelinde genellikle annenin kızına sunduğu ‘ayıp ve yasak’lı cinsellik örüntüsünün yattığını görmekteyiz.”
Peki kadınlar en fazla hangi hurafelere inanıyorlar ve gerçekler nasıl? İşte CİSED anketinde sorulan cinsel mitlerin bazıları ve Psikoterapist Cem Keçe göre aktarılan hatalı tanıdık gerçekler:
YANLIŞ 1: Mastürbasyon ile kızlık zarı bozulabilir.
Mastürbasyon, aşırıya kaçılmadığı ve adi bir cinsel ilişkiye seçim edilmediği sürece asla zararlı değildir. En Ince Ayrıntısına Kadar bireysel bir seçimdir. Genç kızlar, kızlık zarları etkilenmesin diye genellikle mastürbasyon esnasında dış genital organlarını ve özellikle de klitorislerini uyarırlar. Vajinaya parmak ya da diğer bir gövde sokulmadan yapılan mastürbasyon kızlık zarına herhangi bir etkide bulunmaz.
YANLIŞ 2: Cinsel organlar pistir ve dokunulmamalıdır.
Cinsel organlar, partnerle sevgi, sadakat ve zevkli bir ilişki içerisinde özgürce paylaşılabilen bedenin özel bir bölümüdür. Tüm bunlara ilave olarak, tıpkı ağzın yemek yeme davranışına yönelmesi için tat alma duyuları ile donatıldığı gibi, cinsel organlar da dokunuşlardan şımartma bölge merkezler olarak asap ağları ile donatılmışlardır. Şehvet ve sevgi dolu bir dokunuş bu bölgelerin uyarılmasına neden olacaktır. Vajinanın adet kanamaları, pH stabilizatör salgı bezleri ve yağlanma aracılığıyla fazla karmaşık bir temizlenme sistemi vardır. Geri kalan üreme sistemi ise kişiyi hayrete düşürecek değin iyi çalışan ve tutku almaya odaklı bir mekanizmaya sahiptir. Bu kadar değersizleştirmek ve pis olarak adlandırmak dürüst bir yaklaşma olamaz.
YANLIŞ 3: Bayan için cinsellik bir görevdir.
Evliliğe dek bakire kalmayı tercih eden kadınlarda, cinsel ilişki yaşamamak için direndikleri bir süreçten, birden yatakta bir performans sergilemeleri gereken bir sürece geçiş dramatik olabilmektedir. Maalesef bir takım aileler ya da topluluklar cinselliğin kötü ve pis olduğuna dair mesajlar vermektedirler. Bunlar kolaylıkla üstesinden gelinemeyecek çekirdek düşüncelerdir ve izdivaç yaşantısına da yansır. Toplumsal öğretilerde, evlilikte bedenlerin hoş ve haz dolu bir yaşantı içerisinde olacağı vurgulanır. Ne eyvah fakat bu müşteri öğretilerde zevkin sadece erkeğe has olduğu gibi yalan yanlış bilgiler de yer alır. Ama bayan da erkek de ayrıca ruhsal keza de somut olarak müsamaha almaya uygun olarak tasarlanmıştır. Hem kadın hem de erkek vücudunda dokunulduğu vakit uyarılan cinsel organlar ve bölgeler vardır. Kadının da erkeğin de hormonsal bir cinsellik döngüsü vardır.
Bu döngüde cinselliğe yönelik somut, şehvetli ve zihinsel dürtüler oluşur. Bu dürtüler düşünceleri etkiler ve fiziki yansımaları, iyi, sıradan ve eşler arasında sevgi doymuş bir yakınlaşma sağlayıcı bir fonksiyona sahiptir. Eğer istenilirse, cinsellik hem kadın keza de erkek için eğlenceli bir hal alabilir. Kadınlar için cinsellik bir ‘atama’ değil, bir ‘hediye’dır, ‘adalet’tır. Burada bir cinsiyet ayrımından laf edilemeyeceği gibi her iki cinsin de birbiriyle oluşturacağı paylaşımlar ortak olarak haz alıp vermeyi sağlamaktadır.
YANLIŞ 4: Cinsel birleşme yanlış bir şeydir.
Bir Takım aileler, çocuklarını cinsel yolla bulaşan hastalıklara, gözden düşmüş gebeliklere ve şehvetli acılara aleyhinde korumaya çalışırlar ve bir nefret edilen şey iklimi yaratırlar. ‘Seks yapma’ derken ‘İleride kocanla özgürce seks yapabilirsin’ demeyen aileler, maalesef cinsellikle ilgili iyi hiçbir şey söylemedikleri için, çocuklarına bozulmuş bir bakış açısı bırakırlar.
Dengeli bir cinsel bilgilendirme içerisinde cinsellikle ilgili sınırların fazla net bir şekilde ortaya konması manâlı olsa da, evlilik ilişkisi içerisindeki cinsellik yaşantısının bayan ve erkeğin birbirlerine bağlanmalarındaki önemi ve diğer olumlu tarafları ile ilgili de bilgilere mutlaka değinilmesi gereklidir. böylece ‘cinsel birleşme’ yanlış bir şey değildir; rahatlamış ve çözülmüş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza ve hissetmeye odaklanarak, herhangi bir performans hedefi koymadan, zamandan kopma, şımartma alıp şımartma verebilme, ruhu ve bedeni bir armağan gibi paylaşabilme, kimseyi tatmin etme zorlantısı olmadan, ne olursa olsun bir şekilde boşalabilme bilim ve sanatıdır…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder